Atopik dermatit hastaları İstanbul Boğazı’nda yelken açarak “hepimiz aynı gemideyiz” mesajı verdi. Atopik egzama olarak da bilinen atopik dermatit, dünya genelindeki en yaygın fakat en az tanınan cilt hastalıklardan biri..
Atopik dermatit hastaları İstanbul Boğazı’nda yelken açarak “hepimiz aynı gemideyiz” mesajı verdi.
Atopik egzama olarak da bilinen atopik dermatit, dünya genelindeki en yaygın fakat en az tanınan cilt hastalıklardan biri olmanın yanı sıra sadece bir cilt rahatsızlığı ile sınırlı olmayan sistemik bir hastalıktır. Hastalığın neden olduğu fiziksel ağrı ve şiddetli kaşıntının yanı sıra, hasta ve hasta yakınları üzerindeki mali, ruhsal ve günlük bakım yükü atopik dermatit için daha çok farkındalık gerektiğini ortaya koyuyor.
Bu sebeple Alerji ile Yaşam Derneği, atopik dermatit hastaları, hasta yakınları, alerji ve dermatoloji uzmanları 14 Eylül Dünya Atopik Dermatit Günü’nde Pfizer Türkiye’nin koşulsuz katkılarıyla İstanbul Boğazı’nda yelken açtı ve atopik dermatit yolculuğunda “hepimiz aynı gemideyiz” mesajını verdiler.
Atopik dermatit, dünya genelinde 230 milyondan fazla insanı etkiliyor. Yaygın görülmesine rağmen genellikle sadece bir cilt rahatsızlığı olduğu algısı hastaları ihtiyaç duydukları multidisipliner bakımdan mahrum bırakıyor.
Atopik Dermatitle Mücadelede Birlikte Uyum İçinde
Alerji ile Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Ceylan: “Atopik dermatit gibi kronik hastalıklarda hasta genellikle kendisini yalnız ve çaresiz hissediyor. Hekim ile hasta arası iletişim zamanla zayıflıyor ve bu da tedavinin uzun vadede başarısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu yüzden diyoruz ki; birlikte uyum içinde çalışmak sağlık kalitesini arttırmak için tek çare. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz!
Bu slogandan yola çıkarak Pfizer Türkiye’nin koşulsuz katkılarıyla atopik dermatit hastalarımızın, alerji ve dermatoloji uzmanlarımızın da eşlik ettiği yelkenliler ile 14 Eylül Dünya Atopik Dermatit Günü’nde boğaza açıldık. Bu etkinlikle atopik dermatit hastalığının günlük hayatımıza hatta çok sevdiğimiz hobilere bile nasıl engel olabildiği fakat tüm bu zorluklara rağmen hayata tutunmamız gerektiği mesajını verdik. Bu yolculukta rüzgâra karşı ekip uyumunun önemini deneyimledik. Aynı ekip uyumu bize atopik dermatitle mücadelede de çok gerekli” dedi.
Çoğunlukla Alerjik Kökenlidir
“Atopik dermatit, genellikle küçük yaşlarda başlayan, çok kaşıntılı ve kronik gidişli bir deri hastalığıdır” diye belirten Türk Pediatri Kurumu Başkanı ve Çocuk Alerji ve Astım Akademisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş: Çoğunlukla alerjik kökenlidir, bazen bir besin alerjisi bulgusu olarak karşımıza çıkar. Astım ve alerjik nezle gibi başka alerjik hastalıklarla bir arada bulunabilir. Hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı vücut bölgeleri yaşla birlikte değişkenlik gösterir. Deri genellikle kurudur ve enfeksiyonlara daha açıktır. Hastalık belirtileri sıklıkla çocuk büyüdükçe azalmakla birlikte, kaşıntıların arttığı dönemlerde yaşam kalitesi ciddi anlamda olumsuz yönde etkilenir. Tedavide, eğer varsa, alerjik etmenlerden kaçınma, derinin olabildiğince nemli tutulması, deri belirtilerini hafifleten bazı merhemlerin kullanılması ve kaşıntıyı azaltacak bazı uygulamalar önerilebilir” dedi.
Atopik Dermatitin Olumsuz Etkileri Deride Görünenden Çok Daha Fazlası
Deri ve Zührevi Hastalıklar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Andaç Salman: “Atopik dermatit sadece çocukluk çağında değil erişkinlerde de ortaya çıkabilen kaşıntılı ve tekrarlayıcı bir deri hastalığıdır. Deri lezyonlarının yarattığı çok yoğun kaşıntının ötesinde, hastaların yaşam kalitesini oldukça olumsuz yönde etkilemektedir. Hastalıkla ilişkili sosyal ve ekonomik zorluklar özellikle depresyon ve kaygı bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıkların atopik dermatit hastalarında daha sık görülmesine neden olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, atopik dermatitin olumsuz etkileri deride görünenden çok daha fazla olabilmektedir. Bu nedenle atopik dermatit farkındalığının artması, erken tanı konması, etkin şekilde tedavi edilmesi ve hastalığın olumsuz etkilerinin ortaya çıkmasının önlenebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.
