CHP’li Erkek: “Neden Ohal?”

CHP Genel BaÅŸkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, TBMM Genel Kurulu’nda hükümetin OHAL talebiyle ilgili konuÅŸma gerçekleÅŸtirdi. Üç gündür deprem bölgesinde olduÄŸunu belirten Erkek, “1999 depremleri; o zamanki Bülent Ecevit Hükûmeti OHAL ilan etmeyi düşünmedi, istemedi, doÄŸru bulmadı. Åžimdi neden?” sorusunu sordu.

CHP’li Erkek, KahramanmaraÅŸ merkezli depremlerden etkilenen 10 ilde olaÄŸanüstü hal (OHAL) ile ilgili TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuÅŸmada CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın deprem ile alakalı yaptığı açıklamalara tepki gösterdi. Deprem hazırlıklarının ve müdahalenin yetersiz olduÄŸunu vurgulayan Erkek’in konuÅŸmasında ÅŸu ifadeler yer aldı:

“Bakın, büyük bir çöküş, büyük bir felaket; Allah bir daha hiçbir zaman göstermesin ama baÅŸka çöküşleri de yaşıyoruz, bir sistemin çöküşünü de bir liyakatsizliÄŸin çöküşünü de yaşıyoruz maalesef. Bizim gittiÄŸimiz birçok yerde enkaz başında bekleyen aileler şöyle feryat etti: “Ä°ki gündür buradayız, bir Allah’ın kulu gelip bir ÅŸey sormadı ‘Bir ihtiyacınız var mı?’ diye.” Devleti aradı insanlar. Çalışmıyor mu insanlar? Çalışıyor, herkes çalışıyor, AFAD çalışıyor, devlet çalışıyor, yerel yönetimler, sivil toplum… Arama kurtarma ekiplerine, doktorlarımıza, saÄŸlık görevlilerimize, gönüllülerimize, polisimize, askerimize şükran borçluyuz ama inanılmaz bir organizasyon bozukluÄŸu var bölgede, hâlâ devam ediyor. Biz Sayın ErdoÄŸan’ın dediÄŸi gibi rahat deÄŸiliz; dün de rahat deÄŸildik, bugün de deÄŸiliz, yarın da rahat olamayacağız.”

“1999 Depreminde O Zamanki Hükümet Hiç Bunu Düşünmedi”

“1999 depremleri; o zamanki Bülent Ecevit Hükûmeti OHAL ilan etmeyi düşünmedi, istemedi, doÄŸru bulmadı. Åžimdi neden? Afet bölgesi ilan edildi zaten. Afet bölgesi o kadar çok büyük yetkiler tanıyor ki mesela iÅŸ makinalarına, mallara el koyabilirsiniz afet yönetmeliÄŸinde; zorla çalıştırma getirebilirsiniz, afet hükümlerinde var bu. Afet kanunuyla beraber çalışma zorunluluÄŸu dahi getirebilirsiniz, afet kanunuyla beraber meskun bölgeleri boÅŸaltabilirsiniz, baÅŸka yerlere nakledebilirsiniz, afet kanunuyla beraber kamu-özel tüm taşınmazları belli sürelerle kullanabilirsiniz, süreleri uzatabilirsiniz. Ben cumhuriyet tarihimizde, yakın tarihte bir doÄŸal afet sebebiyle olaÄŸanüstü hâl ilan edildiÄŸini hatırlamıyorum. Belki de yanlış biliyorum, bakmamız lazım. Ama en yakın, o büyük 1999 depreminde o zamanki hükûmet hiç bunu düşünmedi, istemedi bile. Åžimdi neden?”

“Bunun İçin OHAL de Asla Ä°lan Edilmez”

“Sayın ErdoÄŸan açıklamalar yaptı bugün, dedi ki: “Ticarette yolsuzluklara giden fitne fesat gruplarına OHAL’le müdahale edeceÄŸiz. YaÄŸmalama çalışmaları oluyor, bu yaÄŸmalama çalışmalarına OHAL’le müdahale etme imkânı saÄŸlayacağız.” DeÄŸerli milletvekilleri, eÄŸer biz bunun için OHAL ilan ediyorsak vay bizim devletimizin hâline. Suçla mücadele etmek için OHAL’e mi ihtiyacımız var bizim? Bizim askerimiz, polisimiz, savcımız yok mu? YaÄŸmalamada da çok dikkat etmek lazım; su bekleyen, ekmek bekleyen çocuklara bir ÅŸeyler alabilmek için o marketlere girenler de var. Ceza hukukunda, biliyorsunuz, zorunluluk hâli vardır. Siz, bir insan açsa, onun için bir markete girip bir ÅŸey alıyorsanız bu yaÄŸmalama suçunu oluÅŸturmaz ama bunun için OHAL de asla ilan edilmez; bizim bununla mücadele edebilecek gücümüz var. Siz bu gerekçelerle OHAL talep ediyorsanız bu, mevcut hükûmetin, mevcut iktidarın Türkiye’yi yönetemediÄŸinin açık bir göstergesi maalesef; bunun baÅŸka hiçbir anlamı olamaz.”

“En Kritik Görevde Olan Bir KiÅŸi Ama Afet Arama Ve Kurtarma Konularında Hiçbir Uzmanlığı, EÄŸitimi Yok”

“Bakın, Sayın ErdoÄŸan, iktidar olduktan yedi ay sonra, 2003 Bingöl depreminde ne demiÅŸ: “Bu olay, kamu otoritesinin devlet imkânlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığıyla ortaya koymuÅŸtur. Olay “kader” diye geçiÅŸtirilemez. Yer altında fay kırıklarından önce -bağışlayın, söylemek zorundayım- kırılan ar damarlarıdır. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaççılığı, siyaset yankesiciliÄŸi ve kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır.” Evet, yedi ay sonra, yedi aylık bir iktidarın tabii ki sorumluluÄŸu olamaz ama yirmi bir yıldır tek başınıza yönetiyorsanız ve bu aziz millet size her yetkiyi vermiÅŸse artık sorumlusunuz. Evet, büyük bir felaket ama bu kadar çok bina yıkılmamalıydı, bu kadar çok insan enkaz altında kalmamalıydı ve biz vatandaşın çığlığını, halkın yalnızlığını, çaresizliÄŸini dile getirenleri deÄŸil, iÅŸte bu hırsızları tehdit etmeliyiz, bunlarla mücadele etmeliyiz. 2003 yılında bunları söylemiÅŸ Sayın ErdoÄŸan. Peki, yıl 2023, yirmi bir yıldır -tek başına, her türlü yetkiyi vermiÅŸ millet- demek ki yapısal hiçbir reform yapılamamış; inÅŸaat, rant, imar affıyla para toplamak… Onun dışında, nasıl tedbirler almışız, liyakate niçin dikkat etmemiÅŸiz? Bugün -çok önemli bir görev- Afetlere Müdahale Genel Müdürü; Arama Kurtarma Dairesi ona baÄŸlı, Afet Yönetim Merkezi ona baÄŸlı, Uluslararası Ä°nsani Yardım Dairesi ona baÄŸlı; en kritik görevde olan bir kiÅŸi ama afet arama ve kurtarma konularında hiçbir uzmanlığı, eÄŸitimi yok. Neden bu görevlere bu insanlar getiriliyor deÄŸerli milletvekilleri? Neden liyakatsizlik bu boyutlarda? Niye AFAD’da olsun, Kızılay’da olsun, bu derece büyük bir liyakatsizlik var? Niye bunları yaptık? Acımız büyük ama sorumluluklarımız da büyük. Tarih gerçekleri kaydediyor; vicdanlarda hiçbir ÅŸey kaybolmaz, gerçek adalet, vicdanlardadır.”

“Bugün Susarsak Bu Çarpık Mekanizma Yüzünden Yüzlerce Ä°nsanın Ebediyen Susmasına Ortak OlmuÅŸ Olacağız”

“Hepimiz bölgedeyiz, biz Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak da yerel yönetimler olarak hiçbir ayrım yapmadan, bölgede herkesin bir ÅŸeyler çabaladığını gördük ama böyle büyük bir acıda dahi maalesef, iktidarın sözcülerinin “Cumhur Ä°ttifakı sahada” söylemlerini de gördük. Olmamalıydı, maalesef, böyle bir zamanda bu ifadeler kullanılmamalıydı. Åžimdi, Sayın Ömer Çelik bakın, 99 depreminde ne demiÅŸ, ÅŸimdiki iktidar partisinin sözcüsü: “Çok basit ama o kadar da acı olan ÅŸu: Türkiye yönetilemiyor ve yönetemeyen, yönetmesi mümkün olmayan bir mekanizmanın yönetiyormuÅŸ gibi yapması binlerce cana mal oluyor.” 99 depreminde söylenenler. EÄŸer, bugün, birilerinin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin millî birlik ve beraberlik nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak; bugün susarsak bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olmuÅŸ olacağız. Evet, biz de on binlerce insanın ebediyen susmasına müsaade etmeyelim. On binlerce insanın, kaybettiÄŸimiz yurttaşımızın anısına saygı duyalım ve sorumluluklarımızı üstlenelim, sorumluluklarımızın bilincinde olalım.”

“Bu, Büyük Bir Acziyetin, Bir Savrulmanın Açık Bir Göstergesi Maalesef”

“OHAL ilan etmek için hiçbir haklı gerekçeniz yok ama buna raÄŸmen size bir ay süreyle ilan edilsin imkânını verdi Millet Ä°ttifak’ı, onu da elinizin tersiyle reddettiniz. Afet Kanunu hükümleriyle her ÅŸeyi yapabilirsiniz. Bir de ÅŸu soruyu sormak istiyoruz: Bu sistemde, CumhurbaÅŸkanlığı hükûmet sistemi dediÄŸiniz bu sistemde neyi yapmak istiyorsunuz da yapamıyorsunuz? CumhurbaÅŸkanı kararnameleriyle ya da kararlarıyla yapamayacağınız ne var? Lütfen, buradan çıkıp biri söylesin. Bırakın, kararnameyi, CumhurbaÅŸkanı kararıyla uluslararası sözleÅŸmeden çekilmeyi dahi yaÅŸadık. Her türlü yetki elinizde, millet size her türlü yetkiyi verdi, her türlü yetkiyi ama siz gelip bu Meclisten “OHAL ilanımızı onaylayın.” diyorsunuz, olaÄŸanüstü hâl talep ediyorsunuz; bu, büyük bir acziyetin, bir savrulmanın açık bir göstergesi maalesef.”