Mustafa Kemal’in bir düşü vardı; “Türkiye’yi muhasır ülkeler seviyesine çıkarmak”… İsmet İnönü’nün düşü; “Türkiye’ye çok partili sistemi yerleştirmek”… Sonraki yıllarda diğer siyasi liderlerin düşlerini öğrendik: “Her mahallede bir milyoner yaratmak”..
Mustafa Kemal’in bir düşü vardı; “Türkiye’yi muhasır ülkeler seviyesine çıkarmak”… İsmet İnönü’nün düşü; “Türkiye’ye çok partili sistemi yerleştirmek”… Sonraki yıllarda diğer siyasi liderlerin düşlerini öğrendik: “Her mahallede bir milyoner yaratmak” Menderes… “Türkiye’yi barajlar ülkesi yapmak” Demirel… “Fabrika yapan fabrikalar kurmak” Erbakan… “Tüm Dünya Türklerini birleştirmek” Türkeş… “Herkese 2 anahtar (ev ve otomobil) vermek” Çiller… “Her evin kapısına her sabah 1 şişe süt, 1 ekmek, 1 gazete bırakmak” Ecevit…
Bu düşler uyanıkken görülen düşlerdi. Bu düşler, uyurken görülen düşlere benzemez; milyonlarca insanı peşinden sürükledi… Ama hiçbiri “tam” olarak gerçekleşmedi…
Gazeteci üstat Çetin Altan’ın da bir düşü vardı: “Her köye bir tenis kordu, bir piyano”… “Bu adam aklını viski şişesinde eritmiş” dediler… O da Viski – Cola isimli bir roman yazdı, milyonlarca sattı…
“Her köye bir tenis kordu, bir piyano” düşünden, “Her köye 3 Porsche” düşüne geldik şimdilerde. Bu uyurken görülen bir düştü, ama gerçekleşti! Sabah uyandığımızda şunu duyduk: “NARİN’in köyünde 3 adet Porsche otomobil var. Diğer araçlar da son model üst segment otomobiller…”
Sahi, NARİN’in düşü neydi acaba?!