Son Dakika: Akciğer Kanseri Hakkında Bilinmesi Gerekenler *** Uyuşturucu Operasyonunda 11 Kişi Yakalandı 3’ü Tutuklandı *** Çanakkale’de Afet Farkındalığı Protokolü İmzalandı *** Gelibolu’da Kızılay Haftası Etkinliği Yapıldı *** Gelibolu’da “Zamansız Kadınlar” Tiyatral Konferansı Sahne Aldı *** WhatsApp Haber Hattı: 05437951277

3 Aralık Engel’Sizler Günü

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. 3 Aralık tarihi, 1992 Yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Engelliler Günü olarak kabul edildi. O tarihten bu yana her 3 Aralık günü engellilerin durumu..

3 Aralık Engel’Sizler Günü
Yayınlanma: 1.064 Okuma

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü.

3 Aralık tarihi, 1992 Yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Engelliler Günü olarak kabul edildi.
O tarihten bu yana her 3 Aralık günü engellilerin durumu konuşulur oldu, sorunları nedir, dertleri nedir, devletten, milletten ne beklerler?

Her 3 Aralık’ta olduğu gibi yine sadece konuşulacak, engellilerin sorunlarının çözümü için projeler üretileceği söylenecek.

Yapılan yarım yamalak göstermelik işler, sanki engellilerin bütün sorunlarını çözmüş gibi gösterilecek.
Engellilerin en büyük problemlerinin başında gelen iş meselesi yine dallanıp budaklanacak, hatta kanun olmasına rağmen işverenlerce kabul görmeyen engelli işsizler bir sonraki 3 Aralık gününe kadar unutulup gidecek.

Sizler internet’te şöyle bir gezinin, mesela 3 Aralık Dünya Engelliler Günü yazın ve aratın, görün bakalım bu önemli olması gereken günde kimler konuşmuş.

Engellilere birde siz konuşun, sorunlarınızı anlatın denmiş mi?
Denmemiştir, onların yerine karar verecek merciler vardır nasıl olsa.
Engellilerin sorunlarının başında tabii ki geçimlerini sağlayabilmeleri için işsizlik geliyor ama onunla bitiyor mu?

Bitmiyor ve bitmeyecek.

İlk öğrenimini öyle yada böyle, aile yardımıyla bitirip liseye gitmesi gereken bir ortopedik engelliyi neler bekliyor bilir misiniz?
İstediği, yada puanını tutturduğu okula gidebilir mi dersiniz?

Çok zor!
Tekerlekli sandalyesiyle okula girip çıkabilmesi için okul girişlerinin uygun olmasından tutun da, sınıflara kadar, tuvaletlere kadar bir sürü engel durur karşısında.

Görme engelliler ve işitme engelliler ailelerinden uzak, yatılı olarak ta olsa okumalarının sağlandığı için bir bakıma şanslılar, buna şans denilebilirse.
Ya üniversite, hiç umut yok!

Bu iş bulduğunda da aynıdır aslında.

İş ve eğitim engelinden sonra ulaşım engeli çıkar karşısına, yaya kaldırımlarının başlangıç ve bitiş yerlerine tekerlekli sandalye için rampa yapılması yazar kanunda ama bizde bu rampalar standartlara uygun değil, yapan ustanın ve ona planı veren mühendisin istediğine uygun yapılır.

Bazı kaldırımlara ise yapılması bile düşünülmez.
Yaya kaldırımına çıkmakta mümkün olmaz, inmek te.
Tok açın halinden anlamaz misalidir durum.

Hep düşünürüm, bu kaldırımları kurdele keserek protokol eşliğinde açmak gerekir diye, önce kurdeleyi kesip kendileri denesinler, tekerlekli sandalye ile çıkmayı ve inmeyi başarabilirlerse açılsın derim.

Dedim ya, bu gün de sadece konuşulur, icraata gelince her şey eskisi gibi kalır.

Gelibolu’dan örnek verelim, Hükümet konağına da, Belediye Binasına da ortopedik engelli, tekerlekli sandalye kullanan birinin girmesinin mümkünü yok, keza diğer resmi daireler de aşağı yukarı aynı şekilde.

Bir kaç banka şubesi dışında hiç birine girilmesi de mümkün değil.
Sanırım bir iki banka dışında diğerlerinin engelliye karşı garezi var.
Bırakın bankaya girmeyi dışarıdan para çekme imkanınız bile bir çoğunda yok.

Alışveriş merkezleri, bir ikisi hariç marketler, lokantalar, toplu ulaşım araçları.

Eeee ne yapalım?

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü biz konuşmaya devam edelim.

İnsan oğlu aklı sayesinde zorlukları yener, en azından deneme yanılma yöntemiyle doğruyu bulur, engellilerin sorunlarını da deneme yanılma yöntemiyle ele alırsak eminim ki sorunlar kendiliğinden çözülür.

Örnek mi?

Bu sorunları çözmekle görevli olanları tekerlekli sandalyeye oturtun, bir ay boyunca iş yerinde ve evlerinde hiç ayağa kalkmadan her işlerini öyle yapsınlar, yada gözlerini kapatın bakalım bir ay ne yapacaklar, yada yada kulaklarını kapatın duymasınlar, ağızlarını bağlayın konuşamasınlar.
Diğer engel grubundan kişileri de evlerine verin bir ay baksınlar bakalım.

Bunları yazıyorum, sadece beyin jimnastiği olsun diye, sizleri de bir kaç saniye de olsa düşündüreyim diye.
Biliyorum ki, 4 Aralık günü her şey eskisi gibi olacak, konuşulanlar, verilen sözler unutulacak.

Engelliler toplumun diğer kesiminden sadaka istemiyor, bu böyle algılanmamalı.
Otomobili olan bir engellinin çarşı içine girememesi, esnafla ve bankalarla olan işlerini kendi görememesi ne demek bilir misiniz?

Bir lokantaya gidip yemek yiyememesi, bir ulaşım aracından faydalanamaması, alışveriş yapamaması.
Bunlar sadece bir kaç örnekten ibaret, düşünsenize daha ne gibi engeller çıkar karşılarına.

Gelibolu’ya gezmeye gelmiş bir engellinin tuvalet ihtiyacı için iskele meydanında kıvrandığını kaçınız biliyor yada düşünüyor.

Bunu yaşayan bilirse, onları da bu gün de dinlemek gerekir.
Hepsini yazmaya kalksam ne satırlar yeter yazmaya, nede sizlerde sabır kalır okumaya.

Hiç tekerlekli sandalyeye binip sokağa çıktınız mı mesela, evin içinde bir kaç gün geçirdiniz mi, yada gözlerinizi kapatıp işlerinizi öyle yapmayı denediniz mi, konuşmadan kaç dakika durabilirsiniz, duymamaya ne kadar dayanırsınız?

Sorular bitmez.

Bir diğer konuda 3 Aralık Engelliler Günü’nü kutlama konusu!
Çözüm üretemeyenler, bir de kutlamıyorlar mı?

Arkadaşlar neyi kutluyorsunuz?
Bu gün kutlanması değil, hatırlanması ve bir sonraki yıl, geçmiş yıla göre engellilerin şu sorunlarını çözdük diye ortaya gururla çıkılması gereken gündür.

Anneler günü kutlanabilir, babalar günü kutlanabilir, sevgililer günü kutlanabilir, kadınlar günü kutlanabilir, gazeteciler günü kutlanabilir, buna benzer günler kutlanabilir ama bu kutlanmaz.

Örneğin kadına yönelik şiddete karşı mücadele günü, kutlanır mı, yada deprem haftası kutlamaları diye bir şey duydunuz mu hiç?

Buna benzer örnekler çoğaltılabilir tabii ki.
Ben kutlamıyorum ve kutlayanlarında, neyi kutladıklarını bir kez daha düşünmelerini istiyorum.
Gönülleri hoş tutalım derken, kırmış olmayasınız?
Kutlanacak şeyler övünülecek şeyler olmalıdır?

Boş laf değil, çözüm üretilmelidir.
Engellilerin, çözüm üretenleri kutlaması daha mantıklı olmaz mı?
Engellileri sadece sembolik olarak belirlenmiş olan 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde, aslında Engelsizmişler gibi görmek gerekir düşüncesiyle başlığımı da “3 Aralık Engel’Sizler Günü” olarak attım.

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.