Bir yaz daha böyle geçti.. Uzun bir aradan sonra herkese kocaman bir merhaba. Yoğun geçen bir yaz sezonundan sonra yine birlikteyiz. Kısacık bir vakite ne çok şey sığdırdık geriye dönüp..
Bir yaz daha böyle geçti..
Uzun bir aradan sonra herkese kocaman bir merhaba. Yoğun geçen bir yaz sezonundan sonra yine birlikteyiz. Kısacık bir vakite ne çok şey sığdırdık geriye dönüp bakınca, tıpkı ömrümüz gibi.
Ramazan, bayram, düğünler, festivallar, sınavlar derken bir yaz sezonunun daha sonuna geldik neredeyse. Gelibolu, 19.Altın Sardalya Festivali’nin bitimiyle birlikte yaz sezonunu güzel bir finalle noktaladı.
İnanılmaz bir kalabalık topluluğa ev sahipliği yapmak sanıyorum herkesi oldukça memnun etti. Dışarıdan gelen misafirler kadar, Sevgili Gelibolu’lular da bu durumdan çok hoşnuttu aslında. Herkeste inanılmaz bir heyecan, bir dinamiklik mevcuttu.
Uzun mesai saatlerine rağmen yorulan esnafta iyisiyle kötüsüyle emeğinin karşılığını aldı. Oysa yağmurlu geçen Haziran çok korkuttu başlangıçta. Yazdan neredeyse ümit kesilmek üzereyken, Temmuz ve Ağustos’taki sıcaklar ve etkinlikler yüzünü güldürdü sonrasında herkesin.
Gördük ki, bu kadar insanı bir araya toplayabilmek etkinlikler sayesinde olabiliyor. Memleketin gelişimi için bu tarz etkinliklerin, tüm yaz boyunca her hafta sonu diğer sahil kenarlarında olduğu gibi yayılabilmesi taraftarıyım. Kaldı ki, otel, konaklama gibi sorunların da neredeyse çözülmüş olması memleketimiz açısından oldukça sevindirici bir gelişme.
Ama hep söylediğimiz gibi, yaz aylarında özellikle nüfusun artış göstermesiyle yetersiz hizmet veren Gelibolu Devlet Hastane’mizin de tam donanımlı hale gelmesi Gelibolu’nun daha yaşanabilir olmasına katkı sağlayacak diye düşünenlerdenim.
Hafta sonları yaz boyunca yapılacak aktivasyonlarda, illa ki çok tanınmış sanatçıların da gelmesine gerek yok aslında. Bizim kendi değerlerimiz olan, yetişmiş birbirinden güzel grupların, gençlerin, hem kendilerini daha iyi ifade edebilmek hem de insanları bir araya getirebilmek adına performans sergilemeleri çok da şık olur, bir hareket kazandırır memleketimize.
Güneyli, Bolayır altı, Koruköy gibi yazlık yerleşim birimlerinde yaşayan yazlıkçıların da keyifli dakikalar geçirmeleri sağlanabilir böylelikle. Yani işin açıkçası Gelibolu’nun gelişimi ancak ve ancak turizm kenti olabilmesiyle mümkündür. Turizm kışında inanç turizmiyle desteklenebilir. İnanç turizminin gelişimi için yapılması gereken tüm girişimler ve bağlantılar yapılarak, memleketlerinden gezmek, görmek amaçlı gelen insanların Gelibolu’da konaklayabilmeleri sağlanabilmeli, geleneksel yöremize ait yemeklerin ve tatların sunulduğu yerler hizmete açılabilmelidir.
Gerekirse tam donanımlı çalışan Turizm İnformation tarzında bir birim oluşturularak Belediye’nin destek verdiği, sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla gelecek tur bağlantılarının yapıldığı faaliyet gösteren yerler açılabilmelidir.
Tabii bu tarz düşünceler daha çoğaltılabilir, geliştirilebilir, birlik olunabilmek kaydıyla, bir noktada uzlaşabilmek daha iyiyi, daha güzeli görüp yakalayabilmek adına.
Bu düşünceler, nacizane kendi birikimlerim, gözlemlerim.. Festivalimizin ses getirmesini sağlayan ve çok güzel bir bayram havasında geçmesine katkı sağlayan Gelibolu Belediyesi başta olmak üzere, sponsor olan tüm kurumlara ve emeği geçen herkese şahsım ve Gelibolu halkı adına teşekkürü bir borç bilirim.
Yine yeniden güzel etkinliklerde buluşabilmek üzere.
Sevgilerimle…
