Korona yüzünden evlere kapanmamış olsaydık konser sezonu açılmış olacaktı, bizler de sahnede görmeyi istediğimiz sanatçılar için bilet kovalıyor olacaktık. Büyükşehirlerdeysek yaşadığımız yerdeki mekanlara gelen sanatçıları izleyecek, küçük şehirlerdeysek sevdiğimiz sanatçıların..
Korona yüzünden evlere kapanmamış olsaydık konser sezonu açılmış olacaktı, bizler de sahnede görmeyi istediğimiz sanatçılar için bilet kovalıyor olacaktık. Büyükşehirlerdeysek yaşadığımız yerdeki mekanlara gelen sanatçıları izleyecek, küçük şehirlerdeysek sevdiğimiz sanatçıların ya da grupların turne takvimlerini heyecanla takip edecektik. Fakat ne yazık ki son bir yıldır bir araya gelip aynı şarkılarda eğlenmeyi ya da hüzünlenmeyi unuttuk, yüzlerce kişinin eşlik ettiği şarkılarda birlik olmayı özledik.
Peki, bizler izleyiciler/dinleyiciler olarak bu özlemi yaşarken işin mutfağındaki kişiler neler yaşadı, neleri özledi? Sanatçı menajeri, proje koordinatörü, avukat Burcu Mutlugil yeni kitabı Çözün İpleri Sabahın Sahibine Gidiyoruz’da işte tam da bu gözle, işin mutfağındaki kişiler açısından korona hayatımıza girmeden önce yaşananları tüm samimiyetiyle anlatıyor. Mutlugil kuliste, sahnede, turnede gördükleri; sokaktan, şehirden gözlemleri ve bazen de seçimlerden dönme dolap hikâyeleriyle hayatın tam içinden anekdotlar aktardığı kitabında hayatımız bu kadar değişmeden önce olanlara yakın planda bakmamızı sağlıyor.
Kitapta Zülfü Livaneli’den Soner Sarıkabadayı’ya, Nebil Özgentürk’ten Gizem Özdilli’ye pek çok tanıdık isimle karşılaşmanın yanı sıra Göcek’ten Paris’e, Kadıköy’den Kars’a pek çok farklı coğrafyaya uzanacak kimi zaman bir lunapark neşesini kimi zaman da uzakta kalmanın, ayrılığın hüznünü içinizde hissedeceksiniz. Burcu Mutlugil’in Çözün İpleri Sabahın Sahibine Gidiyoruz adlı kitabı Destek Yayınları etiketiyle kitabevi raflarındaki yerini aldı.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.