Son Dakika: Gelibolu'da Tüfekli Eylem Yapıldı *** Çanakkale Emniyeti Ekip Sayısını Üç Katına Çıkardı *** Gelibolu Belediyesi Meclis Toplantısında Tartışmalar Bitmiyor *** Meclis Toplantısında Ortalık Karıştı *** Belediyeden Esnaf Kiracılarına: “İşyerlerinizi Boşaltın!” *** Uluslararası Gelibolu Maratonu 9’uncu Kez Koşuldu *** WhatsApp Haber Hattı: 05437951277

Sarıkamış

Dışarıda yağan karı görünce ben de gezegenler gibi retro yaptım galiba 😍 Çocukluğumun 3 senesi Sarıkamış’ta geçti. O zamanlar şimdilerdeki gibi cep telefonları yok. Bırakın cep telefonunu fotoğraf makineleri bile..

Sarıkamış
Yayınlanma: 619 Okuma

Dışarıda yağan karı görünce ben de gezegenler gibi retro yaptım galiba 😍 Çocukluğumun 3 senesi Sarıkamış’ta geçti. O zamanlar şimdilerdeki gibi cep telefonları yok. Bırakın cep telefonunu fotoğraf makineleri bile oldukça azdı, kıymetliydi, çocukların ellerine de ulu orta verilmezdi.

Dolayısıyla bizim öyle şimdikilerde ki gibi kayak yaparken, kızakla kayarken filan fotoğrafımız da çok yok. Zaten o zamanlar fotoğraf çekilmek de bir seremoniydi. Düzgün kılıkla kıyafetle derli toplu poz vermek için kasardınız kendinizi. Haa bir de bir yada bilemediniz iki şansınız olabilirdi, Güzel çıktı, çıktı fotoğraf tabi bir de banyoda film yanmazsa şansınıza artık 😀 Zira bu olmamış bir tane daha çekelim filan diyemezdiniz.

Neyse, Sarıkamış’ta aşağı yukarı 8 ay filan kar olur yerde, ama ne kar.. Boyunuzu aşar vaziyette yağar mubarek. Saçaklardan buzlar sarkar. Her biri ağaç dalları kalınlığında. Her yerde saçakların altından geçmeyiniz levhaları bulunur, ama yine de ölen de yaralanan da çok olurdu o yıllarda.

Okuldan çıktığımız gibi kalınca giyinir, elimize kızakları kayakları alır tüm lojmandaki çocuklar, şehitliğin yanındaki bayırdan aşağıya kayardık. Babam koltuk şeklinde kızak yaptırmıştı bize. Birimiz otururken koltukta diğerimiz arkasında dikilerek kayabilelim diye. Nasıl büyük zevkle ve keyifle kayardık. Kayması çok güzeldi de o yokuştan o kızakları kayakları küçücük ellerimizle taşımak çok zorlardı bizi. Eve bir gelirdik kardan buz tutmuş halde. Kah düşerdik kah yuvarlanırdık ama neşe içerisinde.

Bilirdik ki, evde sobamız sımsıcak bizi bekler. Hele üzerine de annem ekmek koyup kızartıp üzerine de acılı çemen sürmüşse sıcacık çayın yanında değmeyin keyfimize. Üstümüz başımız kuruduğu an, yine soluğu karda alırdık. Bir de tipi yapardı ama öyle böyle değil, arabalar yok olurdu o kar kütlelerinin altında. Çok güzel yıllardı o yıllarda ama ben bir daha çok sevemedim kar tatillerini.

Çocukluğumda çok doyduğumdan mı bilemiyorum ancak ben sıcak tatilleri daha ziyadesiyle sevdim yaşamımda. Üşüme hissiyatı duymadan olanından. Kim bilir belki de dışarıda olan canlıları düşündükçe bu soğukta daha çok üşüdüğünden yüreğim. Bu soğuklarla mücadele etmek zorunda olan insanların nasıl zorlandığını bildiğimden belki de bilmiyorum. Ancak hava öyle böyle soğuk değil bunu biliyorum. Çalışmak durumunda olan herkese ve dışarıda olan tüm canlılara kolaylıklar diliyorum gönülden. Selam olsun çocukluğuma, Selam olsun Şehitler diyarından Allahüekber dağı eteklerindeki Sarıkamış’a.. Sizlere de, Sımsıcak bir pazar akşamı diliyorum. Sevgiyle…

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.