Son Dakika: Çanakkale Boğazında Gemi Yangını *** Gençlik ve Spor Bakanından Gelibolu’ya Müjde var *** 57. Alay Vefa Yürüyüşü Şehitler Abidesi’nde Yapıldı *** Çanakkale Kara Savaşlarının 109. Yılında Şehitler Anıldı *** CHP’li Güneşhan: “Yaşasın Çanakkale Ruhu” *** Solotürk’ten Çanakkale Boğazı’nda Gösteri *** WhatsApp Haber Hattı: 05437951277

Şiddete Hayır

25 Kasım Kadına yönelik şiddetle mücadele günü, bugün… Ülkemizde son yıllarda Kadına yönelik şiddet her geçen gün artmakta.. Gerek yazılı basında, görsel basında, gerek çevremizde, bizler de ne yazık ki..

Şiddete Hayır
Yayınlanma: 369 Okuma

25 Kasım Kadına yönelik şiddetle mücadele günü, bugün…

Ülkemizde son yıllarda Kadına yönelik şiddet her geçen gün artmakta.. Gerek yazılı basında, görsel basında, gerek çevremizde, bizler de ne yazık ki bu insanlık dışı davranış biçimine şahit oluyoruz.. Bir de şahit olmadıklarımız, göremediğimiz tarafları da var ne yazık ki bu davranışların..

Şiddet, aslında şiddeti doğuruyor. Hani, hep söylediğimiz etki, tepki meselesi gibi. Sözlü şiddet, hemen hemen her evde maalesef ki uygulanıyor. Özellikle de erkekler tarafından kadınlara. Çünkü, öyle yetiştiriyoruz erkek çocuklarımızı. Küçüklüklerinden itibaren ilk dövüştüğü arkadaşına, sessiz kalmasıyla başlıyor ne yazık ki ilk şiddete davet çağrıları.

Sen ne yaptın arkadaşın sana vururken? Sen niye karşılık vermedin? Senin ellerin armut mu topluyor? ifadeleri işte erkek çocuklarının tepkili olmalarını gösteren ifadeler. Hatta, ilk karşısındakine şiddet uygulayan çocuğun babasının ya da yakınlarının tepkisi de enteresan. “Aferin benim oğluma, erkek dediğin işte böyle olur.” Bakın toplumda çocuklarımızı yetiştirirken, bu ve bunun benzeri, hataları ne çok yapıyoruz.. Belki yaptığımız bu yanlışları zamanında anne babamızdan görerek yaptık, yani bizler yetiştirilirken..

Söylenen her sözün, yapılan her davranışın ileri ki dönemlerde çocukların davranış biçimlerini etkileyeceğini düşünemedik ne yazık ki yetişirken ve yetiştirilirken. Yaşam içerisinde bu düsturla yetiştirilen çocuklar, şiddet göstermeleri alkışlandığı için en yakınlarına bu davranışı uygulamaktan çekinmediler. Oysa bilmiyorlardı ki iletişim kapıyı açan tek anahtardır.

Sevgi göstererek, ortak bir nokta bulmak amaçlı, kırıp dökmeden kurulan iletişimin, karşılıklı birbirini saygıyla dinlemenin, sorunları çözüp attığını bilmiyorlardı..

Kendilerini ifade edemeyen insanların göstermiş oldukları tepkidir şiddet.. Yine en büyük sebebi de sevgisizliktir. Sevgiyle yetiştirilmiş, sorunu olduğunda kendini ifade edebilmiş, karşısındaki insana da sevgiyle yaklaşan insanlar o yüzdendir ki karşılarındakine şiddet uygulamazlar, uygulayamazlar. Mayalarında yoktur çünkü. Ama erkek çocuklarının özellikle çok sevgi gösterilmelerinin dahi neredeyse ayıplandığı bu toplumda aslında onlardan çok şey bekliyoruz. “Erkek çocuğu annesi tarafından çok öpülmez, erkek o” sözleri, işte ne yazık ki, ileriki dönemlerde maalesef yakınlarına şiddet göstermelerini körükler.

Toplumumuzda, babalar ki erkek çocuklarının rol modelidir, evlatlarını tabiri caizse bayramdan bayrama öper, koklar. Bu kadar sevgi eksikliğiyle büyüyen erkek çocukları tabii ki karşılaştığı ve kendinden daha zayıf olan kişilere şiddet göstermeyi kendilerinde bir hak olarak görür ve bu bilinçle yetişir. Önce belki kendi kardeşlerine sonra arkadaşlarına ve daha sonrasında da hayatı paylaştıkları eşlerine hatta ileri ki dönemde de kız ve erkek çocuklarına uygular.

Oysa bu bir kısır döngüdür. Ne ekerseniz onu biçersiniz hayatın içerisinde. Ama en acısı da hayat arkadaşlarına uyguladıkları şiddettir. Çünkü çocuklarının annelerine uyguladıkları şiddet, belki de çocukların gözlerinin önünde, tedavisi çok zor olan yaralar açıyor ilişkilerinde. Şiddete maruz kalan kadından da sonrasında sağlıklı bireyler yetiştirmesi bekleniyor.

Nasıl olacaksa?

Sağlıklı bir ilişkisi olmayan kadın da kendi derdine düştüğünden çocuklarının gözünün önünde nasıl büyüdüğünün bile farkına varamıyor. Şiddet gördüğü için eşinden, kadın da çocuklarına şiddet uyguluyor.

Düşünüyorum da ne çok yanlışlar yapılıyor. Güçlü olan gücünün yettiğini kırıp geçiyor. Ve bu silsile böyle devam ediyor yaşamın içerisinde. Sağlıklı bireylerin yetiştiği, sevgi ve saygının egemen olduğu ve karşılıklı iletişimin kurulabildiği ve şiddetin değil barışın olduğu bir toplum olabilmeyi canı gönülden diliyorum ve özlüyorum.

Sevgilerimle.

Erkek sevdiği kadını üzmekten sakınmalıdır.

Gül koklanır, fakat hırpalanmaz… Fuzuli

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.