Bu hafta biraz daha ciddi bir konuya değinmek istiyorum. Son zamanlarda sosyal medyada fazlasıyla rastladığım bir durum var. Sayfalarca çocuk ve bebek fotoğrafları. Elbette herkes sevdiğinin fotoğraflarını paylaşmak ister ama..
Bu hafta biraz daha ciddi bir konuya değinmek istiyorum. Son zamanlarda sosyal medyada fazlasıyla rastladığım bir durum var. Sayfalarca çocuk ve bebek fotoğrafları.
Elbette herkes sevdiğinin fotoğraflarını paylaşmak ister ama maalesef çoğu kişi ne kadar tehlikeli bir şey yaptığının farkında değil.
Geçenlerde okumuş olduğum bir yazıda çok güzel anlatılmıştı bu konu.
Paylaşılan fotoğrafların yanında devamlı yer bildirimi yapanlar, kendi evleri olsun, çocuğunun okulu olsun, internet başında oturup av peşinde olan pedofillerin kendilerini takip edebileceğini düşünmüyorlar.
Okul çıkışı ortadan kaybolan çocuklar, evden kaybolan çocuklar nasıl kaybolabilir diye soruyorlar. Cevabı çok basit. Bildirimde verilen açık adresler ve profile koyulan onlarca, hatta yüzlerce evin veya okulun fotoğrafından aslında evin planını da yayınlamış oluyorsunuz.
Sadece bununla kısıtlı değil olaylar. Koyulan özellikle de çıplak fotoğrafların bu kötü ellere düşmesi daha da büyük bir tehlike teşkil ediyor. “Ama ben gizliyorum fotoğrafları!” diyorsanız aşağıda tavsiye edeceğim filme bir göz atın.
İzlediğimiz onca suç dizilerinden hiç mi ders çıkartmıyoruz?
Onlar sadece senaryo değil, gerçekleri yansıtan olaylar.
Hadi diyelim diziler uydurma, haberlerden de mi ders çıkartmıyoruz?
Televizyon programlarında kayıpların arandığı bazı programlarda sınırda, yurt dışına kaçırılmak üzere bulunanları daha dün gibi hatırlıyorum. O çocukları geziye çıkartmadıklarını anlatmaya gerek yok sanırım.
Bilinmeyen bir diğer konu ise evimizin her yerinde bulunan elektronik aletlerin bizi gözetlediği.
“Yok artık nasıl gözetleyebilir ki?” diye sorabilirsiniz.
Cevap çok basit. kamerası ve interneti olan her şeyi kontrol edebilen kötü niyetli insanlar var.
Bununla ilgili en güzel örneklerden biri “Açık Pencereler” adlı 2014 yapımı olan film.
Biz dalga geçerek “O kadar da değil” derken, aslında ne kadar da şeyler yapılabilindiğini görüp korkmamak elde değil.
Başrolünde Elijah Wood’un oynadığı bu filmi, eğer özellikle de sosyal medya ile iç içeseniz mutlaka izleyin. Bu filmle, bir insanı ve hayatını kontrol etmek ne kadar kolay; elektronik aletler ne kadar güvensiz bunu gösteriyorlar.
Televizyon, bilgisayar, telefon, araba vs. nasıl bir anda kabusunuz olabilir gösteriyorlar.
Bana olmaz da demeyin.
Hem kendinizi, hem de çocukları korumak için sosyal medyada biraz daha dikkatli hareket etmek gerekiyor.
Tatile çıkarken bunun bildirimini yaptığınızda, tatil dönüşü boş evle karşılaşmanız olası.
Kendimizi o kadar kaptırmışız ki bu ortama, bazı şeyleri görmez hale gelmişiz.
“Nasıl olsa güvenlik var” veya “Aman, bana mı denk gelecek!” dediğimiz sürece tehlikedeyiz.
Umuyorum ki bu yazımla biraz da olsa bazı şeyleri hatırlatmış ve gözlerinizi açabilmişimdir.
Yazımdan sonra lap topunun kamerasını bantlamaya giden olur mu bilemem ama umudum biraz dikkat çekmiş olmasıdır.
