Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932’de Atatürk’ün talimatıyla kuruldu. Ne acıdır ki bugünlerde Kadınların onurlarını, haysiyetlerini göz ardı eden açıklamalarla sosyal medyada konu olarak dikkatleri..
Yayınlanma:319 Okuma
Türk Dil Kurumu, Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla 12 Temmuz 1932’de Atatürk’ün talimatıyla kuruldu.
Ne acıdır ki bugünlerde Kadınların onurlarını, haysiyetlerini göz ardı eden açıklamalarla sosyal medyada konu olarak dikkatleri üzerine topladı. Ardı ardına yapılan gaflarla, hassas zamanlardan geçtiğimiz şu günlerde Kadın faktörünü hedef gösterir bir çaba içerisinde. Nedendir bilinmez ama bunca yıldır sesi soluğu pek çıkmayan kurum birden ilgi odağı oluverdi. Pek çok insan gibi bende, bunun altındaki sebebin bu kurumu yıpratmak olduğunu düşünüyorum.
Atatürk’ün talimatıyla kurulan bu kurum, dönemin Milletinvekilleriyle birlikte, tanınmış edebiyatçıların Türk dilinin öz güzelliğini ve zenginliğini meydana çıkarmak, onu yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe eriştirmek amaçlı kurulmuştu. Oysa bugünlerde birbiri ardına gelen talihsiz açıklamalarla özellikle belli kesimi karşısına almış görünüyor.
Geçen haftalarda ”Müsait” kelimesinin anlamı olarak Türkçe Sözlük’te Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın) olarak tanımlanması kadınların tepkisini çekti. Kadınlar TDK’dan bu cinsiyetçi ifadeyi acilen kaldırmasını istedi. Henüz bu gafın izleri silinmeden yine bu hafta tartışmalar devam ederken TDK’dan yeni bir kelime skandalı daha ortaya çıktı.
Bu sefer kelime ‘esnaf’. TDK sözlüğünde ‘esnaf’ kelimesinin üçüncü anlamı olarak ‘kötü yola sapmış kadın’ açıklaması görenleri şaşırttı. Yaşanan skandallar ne yazık ki bugünlerde ciddi olarak pek çok insanın tepkisini çekti.
Bugün Türk Dil Kurumu, 20’si Yüksek Öğretim Kurumu; 20’si Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yüksek Kurulu tarafından seçilen 40 asıl üyeye sahip. Üyelerin büyük çoğunluğu Türk üniversitelerinde çalışan Türkologlar.
Başbakanın önerisiyle Cumhurbaşkanınca tayin edilen Kurum Başkanı ve 40 asıl üye Bilim Kurulunu oluşturuyor. Kurumun bilimsel çalışmaları bu kurul tarafından plânlandığı gibi yönetim işlerini üstlenen Yürütme Kurulu ile bilimsel çalışmaları yürüten Kol ve Komisyonların üyeleri de bu kurul tarafından seçiliyor. Bence bu bağlantıdan yola çıkılarak, kadınları hedef gösterecek vaziyette yapılan kelimelerin talihsiz yorumlarının hiç de tesadüf olmadığını düşünüyorum, ya siz???
