Yazarlık tutsaklıktır, gördüğünü içindekini kendine saklayamamaktır.. Ve en çok yazarlar, fikirler sevilmez, en çok yazarlar öldürülür.. İşin ilginç tarafı insanlar aslında okumaz.. Kısa yazıları okur ve sever ya da sevmez….
Yazarlık tutsaklıktır, gördüğünü içindekini kendine saklayamamaktır..
Ve en çok yazarlar, fikirler sevilmez, en çok yazarlar öldürülür..
İşin ilginç tarafı insanlar aslında okumaz..
Kısa yazıları okur ve sever ya da sevmez..
Bir şekilde sana sinir olur, sevmemek daha güçlü bir histir..
Etrafımızda insanlar azalıyor zaten bizler de birer, birer azalıyoruz..
Hep terk ediyoruz.. Cep telefonlarımız aranmadığımız ve aramadığımız insanlarla dolu..
Sosyal medya, bir yalnız kalabalığın şehvetli, nefretli bir esiri, tutsağı yaptı bizi..
Burada da sevmiyoruz hep kaçıyoruz..
Kimse kimseyi sevmiyor aslında.. Kimse kimseye vakit ayırmıyor.. Seyahat etmek bir kişi ile çay içmekten çok daha cazip..
Aklıma son günlerde bir şarkı eşliğinde vefa kelimesi takılıp duruyor..
Vefat ile arasında bir t harfi var..
Vefa arıyorum, dost arıyorum..
Rahmetli Ferdi özbeğen söylerdi..
Bu şarkıyı hissetmek için bile uzun yıllar yaşamak gerekirmiş..
İnsanlar yaşadıkça sahip olduklarını kaybediyor..
En üzüldüğüm ise vefasızlık..
Biliyorum ki artık vefa yok vefat var..
Sevgisizlik var, nefret var, ayrılık var, süresiz vedalar var..
Herşeye teğet geçiyoruz..