Aslında, bu hafta Ramazan ayı içerisinde olmamızdan dolayı, farklı bir yazı yazmayı düşünmüştüm.. Ama, şu son birkaç gün içerisinde özellikle, daha bir dikkatimi çeken, vitrin camlarındaki, DEVREN KİRALIK yazıları açıkçası..
Aslında, bu hafta Ramazan ayı içerisinde olmamızdan dolayı, farklı bir yazı yazmayı düşünmüştüm..
Ama, şu son birkaç gün içerisinde özellikle, daha bir dikkatimi çeken, vitrin camlarındaki, DEVREN KİRALIK yazıları açıkçası beni derinden vurdu.. Dolayısıyla, bu memlekette yaşayan, bir birey ve esnaf olarak içimi acıttı.. Dükkanını devretmek isteyen esnaf arkadaşlarımla konuştuğum vakitte, hepsinin ortak düşüncesinin aynı olduğunu gördüm..
İş yok abla!
“Her geçen gün daha da zorlaşıyor esnaf olmak.. Dükkan kiraları, masraflar bizim böyle bir karar almamızı gerektirdi.. Zaten bu memlekette esnaflık yapılmaz, yaşanmaz da.. Yaz gelsin, yazlıkçı gelsin diye bekliyoruz.. Ama yazlıkçıda da para yok.. Üstelik gelen yazlıkçı da üçün beşin hesabını yapıyor… Paralı yazlıkçı zaten buraya gelmiyor.. Niye gelsin ki? Antalya, Bodrum, Kuşadası varken.! Üzerindeki etiket fiyatını gördüğü halde, indirim de yaptığımız halde daha da indirim istiyorlar.. Zaten ne kazanıyoruz ki.. Bu dükkanlardan bir tek biz geçinmiyoruz.. Eleman paramız var, elektrik, sigorta, vergi, pos cihazı derken kazancımıza banka ve devlet de ortak oluyor.. Kredi kartı olan, artık her yerden alışveriş yapabiliyor.. Bir de bu yetmezmiş gibi, müşteri bize karşı çok da agresif.. Yani bir yerde, Esnaflığın hiç itibarı kalmadı..”
Yine yukarı çarşıdan dükkanını devretmeye çalışan bir arkadaşım da “Yukarı Çarşı iyice bitti ablacım.. Bak bütün dükkanlar ya boş ya da izbelik.. Kaç tane esnaf var ki yukarıda… Müşterinin çıkması için bir sebep yok..”
Bütün bu serzenişlere tüm kalbimle bir esnaf olarak ben de katılıyorum.. Ama yine de bir başkasından bunu duymak açıkçası içimi burkuyor..
Düşünsenize, senelerdir önünden geçtiğiniz, bir ihtiyacınız olduğunda girip alışveriş yaptığınız, belki oturup birkaç bardak çayını içtiğiniz, hatta dertlendiğiniz mağaza artık yok.. Hele şu son yıllarda aşağı çarşı da bu durum çok sıklıkla yaşanır oldu.. 2-3 ay var olan bir dükkanın yerine bir de bakmışsınız başka biri, başka sektörde, farklı bir yer açmış…
Bu kadar el değiştirip dükkanların tutunamamasının sebebi dükkan kiralarının çok yüksek oluşu.. Hakikaten de kiralık dükkan fiyatları anormal.. Kirası yüksek olan bir işletmenin rekabetin çok olduğu ortamlarda iş yapabilmesi bir mucize…Zaten potansiyeli dar olan bir yer Gelibolu.. Nüfusu az olan yerlerde esnaf olabilmek yeteri kadar zordur.. Bir de buna yüksek dükkan kiraları eklenince insanlar iş yapamaz vaziyete geliyorlar..
Dükkanlarını kiraya veren, dükkan sahiplerini buradan insaflı olmaya çağırıyorum.. Lütfen makul kiralar isteyiniz kiracılarınızdan ki, insanlar geçinebilsinler…
Verdikleri kirada, gözleri kalmadan ödeyebilsinler, sizlere kiralarını.. Boş tuttuğunuz, inatla istediğiniz paraya vermek istediğiniz, dükkanınız etraftaki diğer esnafa da zarar veriyor inanın.. Lütfen biraz daha vicdanlı olunuz.. Kendinizi düşünürken etrafınızdaki insanları unutmayın..
Her boş kalan dükkan, bana göre o memleketteki görüntüyü de kirletiyor.. Hepimiz bu memleketin görselliğinin daha da güzel olabilmesi için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz… Oturup bir köşede hizmetin hep Belediye’den gelmesini beklememeliyiz.. Yaradan yaratırken bu memleketi zaten yeterince cömert davranmış.. Dükkanlarımızın, iş yerlerimizin, apartmanlarımızın, biz de temiz ve güzel görünmesini sağlamalıyız..
Sevgiyle…
