Dün Geliboluspor ile Kepezspor arasındaki Çanakkale Süper Amatör Lig maçını izledim. Hava güzel, zemin güzel, maç fena değil zaman zaman çekişmeli bile, tribünler çok dolu olmasa da genelde iyi sayılır..
Dün Geliboluspor ile Kepezspor arasındaki Çanakkale Süper Amatör Lig maçını izledim. Hava güzel, zemin güzel, maç fena değil zaman zaman çekişmeli bile, tribünler çok dolu olmasa da genelde iyi sayılır ama o tribünlere gelenler neden sinema izler gibi, tiyatro izler gibi çekirdek çıtlayarak maç izlerler anlamış değilim.
Madem ki Geliboluspor’u izlemeye geldiniz, neden takıma destek olmazsınız, takımı coşturmazsınız, tezahürat yapmazsınız. Sadece gollerde sevinç, hakemin hatalı kararlarında tepki sesi çıkıyor onun dışında futbolcuların ve hocaların sesi daha fazla duyuluyor. Tribün liderleri çıkarın aranızdan, takımınızı ilk dakikadan son dakikaya kadar gayrete getirin, destekleyin, sahip çıkın…
Gelibolu’da oynanan karşılaşmaları genellikle izlemeye, takip etmeye çalışan bir kişi olarak yapılmaması gereken yanlışları gördükçe artık yeter diyesim geliyor…
Evet hani meşhur bir laf vardır, “deveye sormuşlar boynun neden eğri diye de, o da bir şekilde dile gelmiş ve nerem doğru ki demiş”…
Dün izlediğim maçta sahada olması gerektiği üzere bir hakem vardı ama gerçekten var mıydı yok muydu o tartışılır. Soyadı yardımcı olan bu hakem nedense yardımcılarını unutmuş gibi tek başına hareket etti durdu maç boyunca. Maçın gözlemcisi bu hakem için neler yazacak bilmiyorum ama bende hakemliği bilmediği yönünde bir izlenim bıraktı bu arkadaş.
Bu hakem kardeşimize öncelikle diyagonal sistemi öğretmeleri gerektiğini söylemek isterim, maç boyunca görmemek için çabaladığı ve sürekli sırtını döndüğü yardımcıları ile arasında husumet var gibiydi. Maç boyunca ayrı telden çalıp durdular, tabii futbolcularda bunu fırsat bilerek zaman zaman hakemin bu zaafından faydalandılar. Oysa diyagonal sistemi bilse her iki yarı sahada da yardımcıları ile yüzyüze gelebilecekti. Bir de kondisyon eksiği olduğu çok belli, sahanın belirli bir kısmında maç yönetmeye çalışıyor ve böyle olunca da pozisyonlara genelde uzak kalıyor. Peki soruyorum bu eksiklerine rağmen nasıl maç alıyor?
Öyle pozisyonlar oldu ki maç bir yanda devam ederken yardımcı hakem ısrarla bayrağını dik tuttu. Futbolcuların uyarıları ve tribünlerden yükselen seslerle arkasını dönebildi maçın hakemi, rakip takım gol attı hakemin hemen bir kaç metre önünde bir futbolcu dizlerinin üstüne çökmüş iki kolunu geriye çekerek bir hareket yapıyor ve hem rakiplerini hemde tribünleri tahrik ediyor ama hakem yanı başındaki bu hareketi görmüyor. Gözlerinin önünde futbolcular biçiliyor ama kontrolünü o kadar kaybediyor ki devam diyor. Yardımcısı devam diyor kendi başına ofsayt veriyor, tamam sahada kararları sen verirsin anladık ve pozisyonu net gördüysen yardımcıyı takmazsın kararını verirsin ama ya yardımcı hakemin durduğu yer pozisyonu daha net görüyorsa ve sen yanılıyorsan ne olacak?
Hakem dışında bir kaç kelime de güvenlik konusunda yazmak isterim. Futbol Federasyonuna bağlı Çanakkale Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu tarafından organize edilen lig de soyunma odaları tarafında alınan güvenlik tedbiri nedense diğer kısımlar için gereksiz görülmüş gibi geldi bana yada emniyet güçlerini ben görmedim. Tribünlerin sessizliğini bozan iki üç kişinin ağzından çıkanları orada bulunan herkes duyarken emniyet güçlerinin duymaması enteresandı. Karşılıklı iki tribün var, bu iki tribüne ikişerden dört tane emniyet mensubu görevlendirmek bu kadar zor mu yahu?
Sonuçta stada gelmiş olan futbol severler maç izlemek istiyorlar, bir yandan güzel havanın tadını çıkartırken bir yandan da güzel bir futbol müsabakası izlemek için gelmiş olan yüzlerce spor sever bu bir kaç kişinin zırvalamasını duymak zorunda değiller. Yaşını başını almış bu bir kaç kişinin gençlere örnek olması gerektiği yerde kendilerinin zıvanadan çıkması akıl alacak gibi değil. Yarın bir gün Geliboluspor’un yada başka bir kulübümüzün ceza almasına sebebiyet verebilecek bu tür kişilerin emniyet güçleri tarafından gözlemlenmesi gerekir.
Son olarak bir kaç cümlede Mehmetçik Stadı’nda alınan sağlık tedbirleri konusunda yazayım. Sonuçta oynanan resmi bir müsabaka, yani o sahada oluşabilecek her hangi bir sakatlık yada daha ciddi bir olayda sağlık görevlilerin hayat kurtaracak kadar tecrübeli ve yakında olmaları gerekmez mi? Örneğin bu maçta rakip takımdan bir futbolcu sakatlandı, hakemin haberi yok, futbolcu acı içerisinde bağırarak çimlerde sürünüyor, neden sonra uyarılarla hakem maçı durduruyor, kenardan sağlıkçıyı çağırıyor, elinde bir ilk yardım çantası ve sözde müdahale ediyor, belli oluyor ki sakatlık ciddi onunda yapabilecekleri sınırlı. Sakatlanan futbolcu sağlık görevlisinin ve arkadaşlarının kucağında yedek kulübesine götürülüyor, oradan da yine aynı şekilde soyunma odasına. Sonra ne mi oluyor, aradan yaklaşık 15 dakika geçiyor ve ambulans geliyor, sakatlanan futbolcu yine arkadaşlarının kucağında ambulansa bindiriliyor.
Demek istediğim böylesi resmi bir müsabakada, Futbol Federasyonuna bağlı Çanakkale Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu tarafından organize edilen bir karşılaşmada ambulans bulundurulmuyor. Şöyle bir düşünelim, ya daha ciddi bir sakatlık olsa, ya hayati tehlike arz edecek bir olay vuku bulsa, ya dakikalarla saniyelerle müdahale edilmesi gereken çok acil müdahale gerektiren bir durum çıksa ortaya ne olacak? Orada acil durumlarda ilk müdahaleyi yapabilecek tecrübeye sahip ekibi olan bir ambulans bulundurmak çok mu zor?
Tedbir almak için illa ki bir olay mı olmalı, illa ki bir can mı yanmalı, illa ki bir hayat mı sönmeli?
(Eski Site Okunma Sayısı – 1008)
