Son Dakika: CHP Genel Başkanı Özel, Şehitler Abidesi’ni Ziyaret Etti *** Öğrenciler İçin Gerekli Besinler Hangileri? *** Kaymakam Abacı’dan Muhtarlar Derneği’ne Ziyaret *** Başkan Ertuğrul Muhtarlarla Buluşmaya Devam Ediyor *** Her Yer Suç Mahalli: Faillerden Hesap Soruyoruz! *** “Bu Topraklarda Zeytin Üretme” Projesi Gerçekleşti *** WhatsApp Haber Hattı: 05437951277

29 Ekim Bizde Böyle Kutlanır

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın 93.yılı Gelibolu’da tam da Kurtuluş’un start verdiği bu mukaddes topraklarda dolu dolu bir programla ve coşkuyla kutlandı. Araştırmacı Yazar Enver Aysever ve sanatçı Onur Akın’ın konuk..

29 Ekim Bizde Böyle Kutlanır
Yayınlanma: 445 Okuma

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızın 93.yılı Gelibolu’da tam da Kurtuluş’un start verdiği bu mukaddes topraklarda dolu dolu bir programla ve coşkuyla kutlandı.

Araştırmacı Yazar Enver Aysever ve sanatçı Onur Akın’ın konuk olduğu program öncesinde resim ve kompozisyonlarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Taner Yarımdünya ve ekibinin adeta showa dönüştürdükleri kutlamalara Halk’ın katılımı ve Cumhuriyet’lerine bayraklarla meşalelerle ve attıkları sloganlarla sahip çıkmaları çok etkileyiciydi.

Ancak kendi adıma itiraf etmeliyim ki, Enver Aysever’in yapmış olduğu yaklaşık bir saatlik program güne damgasını vurdu. Atatürk Kültür Merkezi’ndeki toplantı salonu oldukça kalabalık bir seyirci kitlesiyle bağrına bastı araştırmacı yazarı.

Enver Aysever 1971 yılında doğmuş, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji mezunu, henüz 21 yaşındayken “Tiyatro Çisenti” adlı tiyatro topluluğunu kurmuş. Burada genel sanat yönetmenliği ve oyun yazarlığı yapmış. Ardından çeşitli televizyon kanallarında programlar yapmış ve bir dönem Chp Parti Meclisi’nde görev almış. 2007 yılında Yunus Nadi Roman ödülüne layık görülmüş. 9 yaşında bir kızı olan Aysever konuşması boyunca annesinden, kızından ve yaşamından da örneklemeler yaparak Türk toplumunun bundan seneler evvel kapılarını dahi kilitlemezken şimdilerde üç beş defa üst üste kilitleyerek kendi mapushanelerini yarattığından dem vurdu.

Bazen hakkı ve hakikati savunmak adına yalnız kalınsa da bu mücadeleden asla vazgeçilmemesi gerektini, Dünya’nın yıllar evvel döndüğünü söyleyen Galileo’nun dahi tek başına ölene dek doğruyu söylemekten vazgeçmediğini söyledi.

Cumhuriyet’in doğduğu bu topraklarda bulunmaktan çok memnun olduğunu ve demokrasiye sadece yaşayan insanların değil, tüm canlıların, hatta kedilerin dahi ihtiyacı olduğunu belirtti.

Bu topraklarda yetişen Zeytin ağacının dahi bize ne çok öğrenmemiz gereken hakikatinin olduğunu, meyvesinden, yağından, ağacından, birlikten ve beraberlikten bahsettiğini ve tüm bunları görmemiz gerektiğini savundu.

Bir dönem insanların birbirlerini menfaatsiz sevip sayarken, şimdilerde alma verme ilişkilerine dayalı birlikteliklerimizin olduğunu, aslında herkesin yalnızlaştığını söyledi.

Ama beni en çok vuran cümlelerinden birisi son olarak şu oldu ki, bu memlekette Aydın olabilmenin hiç de kolay olmadığı, hatta bu insanların faili meçhul cinayetlere kurban gittiğini, gerektiğinde yakıldığını, sözlü olarak linç edilmeye çalışıldığını, bırakın dünyanın kendi memleketimizde dahi 9 aylık çocukların istismar edildiği bir ülkede yaşamanın, nefes almanın, hatta uyuyabilmenin çok da kolay olmadığı cümlesiydi…

Evet bu memlekette Enver Aysever olmak hiç kolay değil, bir Uğur Mumcu, bir Ahmet Taner Kışlalı, Bir Bahriye Üçok ve niceleri gibi birer aydın olabilmek..

Tadı damağımızda kalan bir paneldi, tam anlamıyla biz Gelibolu’luların. Yine yeniden buluşabilmek umuduyla Sayın Enver Aysever. Bu vesileyle ben de hepimizin Cumhuriyet Bayramını en samimi duygularla kutluyor, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi minnetle anarken, Gazi’lerimize de sevgilerimi sunuyorum.

Sen hep var ol, çok uzun yaşa Cumhuriyet.. Benim bu ülkeden başka yaşamak istediğim bir memleket daha yok… Hatırla… Geçmişteki mahkumiyetliklerini… Anımsa! Cumhuriyet’in sana sunduğu insanlık nimetlerini… Ödeme bir daha özgürlüğünün bedelini… Acılı coğrafyanın sancısı da insanı da bol olur… Sen! Nasıl da rahat hane duvarların, sanki güvenli kale… Sarılmak evlatlarına. Ya sen! Nasıl da haykırmaktasın, “bu hak benim istiyorum, çünkü ben önce insanım” diye. Ve zaferin senin bu! Kadınım diyebilmek ülkende. Peki sen! Nasıldır boya ustalığından ulaşmak fabrikatörlüğe, müteahhitliğe sevdiğini seçmek, işini seçmek, yaşamını seçmek ve bunlar için seçilmek, severek evlenmek diye tutturan genç adama mutluluk hakkım diyen genç kıza o hakkı veren ne olsa gerek? Anımsa İstanbul’u karıştır hatıralarını, boğaza doluşmuş yüzsüz donanmaların cüretkarlığını, kız kulesinin hüzün dolu sessiz ağlayışlarını Unutma, Konak’ta saat kulesinin zamana susuşlarını, zulme zalime sultanlık eden saraylıları!!! Milletin iradesini tek sese sıkıştırıp nasıl saklandıklarını, dinin, Allah ile kul arasında çiçeklendiğini unutanları. Yurdumun renk renk mozaik taşlarını zakkum dilleriyle söküp savuran iblisleri ve kıvılcımın o mavi gözlerde parlayışını. Kurdu kuşu, dağı taşı bir araya toplayışını istiklal aşkının tek bilek tek yürek Anadolu’yu sarışını. Unutma Hasanların ilk kurşunu düşmana sıkışını, unutma Kubilayları, onlar gibi canlarını bırakanları yokluktan ayağa kalkan fedakar milletini ailesini, yarini, yarenini silenleri, ocaklarımız tütsün diye Cumhuriyet diyenleri, susmayacak ezanın inmeyecek bayrağın hatırına unutma unutturma Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini!!! İyi ki varsın ve var olmalısın Cumhuriyet!

Sevgilerimle…

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.