Geçtiğimiz hafta hava o kadar sıcaktı ki, bu yazıyı erkenden yazıp totem yapmaya çalıştım. Nedeni ise, önceki yazılarımda ne zaman sıcak dediysem, ardından büyük bir fırtınanın kopmuş olmasıydı. Bu sefer..
Geçtiğimiz hafta hava o kadar sıcaktı ki, bu yazıyı erkenden yazıp totem yapmaya çalıştım. Nedeni ise, önceki yazılarımda ne zaman sıcak dediysem, ardından büyük bir fırtınanın kopmuş olmasıydı. Bu sefer de işe yaradı diyebilirim; çünkü yazımın ardından bir güzel esmeye başladı ki sormayın! Bunun adına çöl sıcağı totemi diyorum.
Geçtiğimiz hafta tam anlamıyla kavrulduk. Buharlaşıp kaybolmamamız büyük şans. Dışarıda asfalt eridi, nefes alınmadı. Ben de çocuklarımla kendimi alt kattaki odaya kapattım ve klimayı açtım. Biraz sıcağı anlıyorum da, çöl sıcakları gerçekten de çok fazla! Özellikle de çocuk ve yaşlıların dikkatli olması lazım. Arabayla geçen gün markete giderken, koşu yapan bir kadın gördüm. Öğle sıcağında çıkmış, spor yapıyordu. Yahu ölümüne mi susadın teyzeciğim? Bu kadar sıcakta bırakın koşmayı, yürüyüş yapılmaz. Sonra haberlerde kalp krizi, beyin kanaması, güneş çarpması can aldı vb. başlıkları görüyoruz. Oturun mis gibi evinizde, serinlemeye çalışın. Eğer çalışıyorsanız, yolda ve iş yerinde sıcaktan uzak durmaya çalışın.
Benim en kızdığım kişiler buradaki dolmuşçular. Dışarısı 40 dereceyken kliması çalışmayan arabalara insanları dolduruyorlar. Ben az kalsın bayılıyordum, hatta bir keresinde bu olay yüzünden panik atak geçirdim. Kliması çalışmayan bir araç gerçekten de işkenceden ve ihmalden başka bir şey değil!
Umarım bu sıcaklar çabuk geçer ve o çöl sıcaklarını bir daha görmeyiz. Denize gidip, biraz serinlemek için akşam saatlerini beklememize rağmen yetmiyordu. Saat altıdan sonra bile inanılmaz bir sıcak vardı burada; hatta termometre akşam altıda 42 dereceyi gösteriyordu. Bir de öğle saatini düşünün. Zaten sahiller gündüzleri bomboştu.
Bunlardan öte bu sıcak havalarda bol bol sıvı tüketmek lazım. Özellikle de su! Bu sıcaklarda terleyerek kaybettiğimiz suyu, yeniden kazanmamız için yanımızdan suyu eksik etmeyelim.
Geçenlerde aldığım erikler tatsız çıkınca hemen erik suyu yaptım, şimdi buz gibi içip, serinliyorum. Hem doğal,hem de lezzetli ev yapımı meyve suyu. Siz de yapın, güzel oluyor.
Ayrıca ağır yemeklerden de uzak durmak gerek. Yazla birlikte bir klasiğe de döndük. Makarna, peynir ve karpuz. Başka bir şeye gerek yok zaten. Hele bir de karpuz tatlıysa tadından yenmez. Ayrıca Karpuz da su deposudur. Tabi uzun bir yolculuğa çıkacaksanız, yememeniz daha hayırlı olabilir.
Bu haftalık da benden bu kadar.
Herkese iyi haftasonları diliyorum.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.